Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Antalya’da yurttaşlara seslenirken “Şimdi son haftaya girdik. Her tür provokasyonu, her tür olumsuz teşebbüsü yapıyorlar ve yapacaklardır. Çünkü onların tek bir derdi var; bir kişi ve onun ailesi ve onun etrafında olan çok küçük bir azınlık iktidarını kaybetmesin. Türkiye adına bir idealleri yok” dedi.
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ile beraber Antalya’da miting düzenledi. Uysal, mitingde şunları söyledi:
“YETTİ GARİ
Kendi varlıklarını bir kaçınılmaz kadere dönüştürmek isteyenlere, kendi varlıklarını her şeylerin üstünde görenlere elbette ne diyeceğiz? ‘Yeter’ diyeceğiz. ‘Yetti gari’ diyeceğiz. Biz istiyoruz ki nimetleri de külfetleri de eşit ve ortak paydada paylaşalım. Bakmayın bugünkü mevsimlik milliyetçilere, onlar işine gelir milliyetçiliği ayaklar altına alırlar, işlerine gelmez yedeklerine aldıkları birkaç milliyetçi partiyle sureti aktan görünerek muhalefeti eleştirirler. Peki kardeşim, attığınız yanlış adımların neticesinde Suriye’de bir PKK devleti kuruluyor. Bu, sizin eseriniz, Erdoğan’ın eseri.
SANKİ KARLI DAĞDAN KAR BAĞIŞLIYORLAR
Birkaç gün evvel veriler açıklandı. Türkiye’nin en zengini ile en fakiri arasındaki fark sekiz katına çıkmış. Şimdi bunların emeklisine de çiftçisine de ücretli vatandaşlarımıza bakışı belli. Şimdi seçim zamanı geldi. Sanki karlı dağdan kar bağışlıyorlar. Elde avuçta kalmış, Varlık Fonu’ndaki tüm varlıklarımızı, daha düne kadar ‘15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsünü finanse ediyor’ dedikleri Katar’a, Arabistan’a pazarlamanın peşindeler. Seçime yönelik, bu kaynakları kullanmanın peşindeler. Vatandaşımız da anasının ak sütü gibi bu kaynakları helalinden harcasın. Ama biz, bu topraklarda lütuf alan-lütuf veren ilişkisi olsun istemiyoruz. Bu topraklarda doğan her bir çocuk, kendi doğduğu topraklarda geleceğini arasın istiyoruz. Bunun mücadelesini veriyoruz. Birileri ülkenin yetişmiş doktorlarına, mühendislerine ‘Giderlerse gitsin’ diyor. Onun için hava hoş. Bu ülkeyi Avrupa’nın mülteci kampı haline getirip kendi insanına ‘Giderse gitsin’ diyemezsiniz.
SON HAFTAYA GİRDİK. HER TÜR PROVOKASYONU YAPIYORLAR VE YAPACAKLARDIR. ÇÜNKÜ ONLARIN TEK BİR DERDİ VAR. BİR KİŞİ VE ONUN AİLESİ İKTİDARINI KAYBETMESİN
Malum, bir İçişleri Bakanı’mız var. Ben, biraz tanırım kendisini. Çıkmış diyor ki ’14 Mayıs seçimleri darbe teşebbüsüdür’ diyor. Birkaç yerde söyledim. ‘Takke düştü, kelle göründü’ deriz. Bunların zihniyeti bu. Bunların demokrasi diye bir derdi yok. Demokrasi, hukuk, eğer onların lehine bir sonuç veriyorsa kabulleri. Nasrettin Hoca’nın kazan hikayesi gibi; ‘Peki kazanın öldüğüne inanıyorsunuz da doğurduğuna niye inanmıyorsunuz?’ Milletimiz bugüne kadar oy verdi, kabulünüzdü. Şimdi milletin rızasını kazanamayanlar, sandığın bile meşruiyetini sorgular hale gelmiş. Ama ne yapsalar nafile. Şimdi son haftaya girdik. Her tür provokasyonu, her tür olumsuz teşebbüsü yapıyorlar ve yapacaklardır. Çünkü onların tek bir derdi var; bir kişi ve onun ailesi ve onun etrafında olan çok küçük bir azınlık iktidarını kaybetmesin. Türkiye adına bir idealleri yok. Hani Ziya Paşa’nın güzel bir sözü var, birinci mısrasını hepimiz biliriz. ‘Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.’ 21 yıldır eserinizde aklınızın rütbesini gördük. Bir beş sene daha versek neyi düzelteceksiniz, neyi yapacaksınız?
GÜZEL BİR KAVŞAĞA DOĞRU YAKLAŞIYORUZ, ADETA ŞAFAK SAYIYORUZ
Sayın Erdoğan, seçim beyannamesini açıkladı. 2023 hedeflerinden bahsediyor mu diye baktım. Neyse, hedeflerde küçük bir sapma olmuş. 2023, olmuş 2071. Kendi getirdikleri, sistematik hale getirdikleri mülakatı ‘kaldıracağız’ diyorlar. Deprem sonrası gördük, imar aflarına yasak getireceklermiş. Bunlar fikren, ruhen, bedenen tükenmiş. Güzel bir kavşağa doğru yaklaşıyoruz, adeta şafak sayıyoruz. Türkiye’ye bu dayatmalara karşı demokrasimizi taçlandırmak olarak hem Büyük Millet Meclisi’nde hem de 13. Cumhurbaşkanı’mız Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde Çankaya’da Cumhuriyet’in yüzüncü yılını hep beraber kutlayacağız değerli hemşerilerim.”