Bugün 'darbelerle hesaplaşma' lafzını ağzından düşürmeyenler o günün darbecilerinin bile aklına gelmeyecek yol, yordam ile o günün 'hizaya getirme' amacını sürdürmüştür.
Türkiye'nin maruz kaldığı, Aziz Milletimizin maruz kaldığı en büyük ikinci örgütlü suçun, eşkıya hareketinin yıl dönümü bugün.
Derdi Milletin hür iradesiyle seçilmiş bir iktidarı korkutmak, cezalandırmak gibi görünen bir hain sürüsü, aslında Milleti iradesi, tercihleri için cezalandırmak, sonrasında ise tercihlerini kendi belirlemek istemiştir.
İlk kez 27 Mayıs'ta eylem yapmayı başaran bir terörist anlayış 12 Eylül'de en kapsamlı eylemlerinden birini gerçekleştirmiştir.
Amaç milleti korkutarak "hizaya getirmek"ten başka bir şey değildir. Kaldı ki 12 Eylül darbesi ve kısmen bugün de kimi odakların rıza gösterdiği düzen bu hain örgütlenmenin amacına riayet etmiştir.
Bugün 'darbelerle hesaplaşma' lafzını ağzından düşürmeyenler o günün darbecilerinin bile aklına gelmeyecek yol, yordam ile o günün 'hizaya getirme' amacını sürdürmüştür.
O gün ortaya çıkan 'fiili hâl' bugün iktidarın tercihleri ile anayasal bir çerçeveye oturmuştur.
Bu bakımdan bugünün iktidar sahipleri aslında o cürme ortaktır.
Cürmün adı demokrasi düşmanlığıdır.
27 Mayıs'ta olduğu gibi 12 Eylül darbesine de Adalet Partisi hükümetinin Başbakanı Demirel muhatap olmuştur. Bu cürmün bugün yaşayan ortakları ise bugün 'demokrasi' diyenleri hedef almıştır almaktadır.
Niyetimiz ve çabamız Aziz Milletimizin bir daha bu gibi bir eyleme muhatap olmaması, bugün sürdürülen bu suçla top yekün mücadele ederek tüm izlerinin silinmesidir.
Zaman hükmünü icra edecek, 12 Eylül'ün müsebbibi olanlar gibi o düzeni devam ettirenler de Millet önünde hesap verecektir.